Modern hayat trafiğinde pek çok konuda
sınanıyoruz; fakat benim en büyük sınavım yolda yürümeye çalışmak...
En zorlu olanı da yolun ortasında ayaküstü konuşanlar.....Gördüğüm an içimden
kafalarını birbirine tokuşturup kıvılcım çıkartmak istiyorum ya da bir testereyle ikisini de
ortadan bölmek istiyorum. Bir de geneli erkek olmakla beraber insanların göğüs hizasına bakıp
yürüyenleri mevcut...Kadınlarda en fazla gözlemlediğim tavır ise
sırayla; önce yüze, sonra ayakkabıya, beğendiyse tekrar yüze bakmak...O üç
saniyelik kısa bir sürede insan kendini sorgulama ve karşısındakini sorgulama
arasında gereksiz bir beyin egzersizi yapıyor....Bir de şu yol verme
meselelerinde karşıdan gelenle girdiğimiz komik bir çelişki var ki, zihninde konuşmalar şeklinde 《"sen geç, yok sen geç, ben geçiyorum,
ben de geçiyorum, tamam sen geç, geçtim"》 durumunu kendi içimde toparlayamayıp yol boyu
afallıyorum.
Tabii yanından geçerken elini, kolunu,
çantasını küt diye geçirip bir özür dilemeyen hödükler de var, gerinip gerinip
bir tane de ben geçirsem, yere yatırıp, bir yandan ayağımla ağzını ezsem, zorla da
özür diletmeye çalışsam sinirim belki geçer
Benim şehir hayatında en büyük dramım yolda yürümek kadar basit bir
mesele
Bunun
dersi olsa yolda yürümekten daha doğrusu yürüyememekten dolayı sınıfta
kalacak bir sürü insan var fikrimce.
Her
neyse, simdi sabah sabah neden dellendim de size anlattım bunları
bilmiyorum..
Ama...
Görmezden gelmeyin insanları koruyun kendinizden lütfen....haa diyorsanız
ben küfür duyim, recep ivedik tarzı eğlenim az da çarpıcı olsun tam size
göre bu davranış
Yorum kısmını açmışsınız. çok iyi yapmışsınız. Yazınızda eğlenceli olmuş. ;)
YanıtlaSil