In life, unlike chess, the game continues after checkmate.

(Hayatta, satrancın aksine, oyun şah-mattan sonra da devam eder.)

27 Ekim 2018 Cumartesi

Aylak Adam


         Havadaki yoğun hüzünden buğulanmış cama işaret parmağıyla küçük bir 3 çizdi Aylak Adam bu sayının hayatındaki önemini düşündü bir süre. sonra elinin tersiyle bir hamlede sildi sayıyı ve silinen yerden sessizce yağan karı izledi

Karın, hüzünlerini de alıp götürmesini diledi, olmayacağını bile bile. sahi, neden istemişti ki olmayacağını bildiği halde....? tutunmaktı belki amacı, düpedüz tutunmaya çalışıyordu birşeylere.


Uzun süredir farkedememişti bunu, yabancı geldi bu durum. durum karşısında nasıl hissetmesi gerektiğini bilemedi. sevindi galiba, hatta sevinçten ağlamak istedi ama saçma olduğunu düşünüp tek vurgulu bir kahkaha attı...bu akşam kaç sigara içtiğimi de hatırlamıyordu kaç cümle kurduğunu da. sigara mı daha zararlı yoksa kelimeler mi........?

Sigara bittiğinde küllüğe basıp unutuyoruz. peki ya kelimeler.......? onları bittiğinde nereye söndüreceğiz....?  Acıdı kendine. yanındaki masada duran içi az kahve dolu siyah kupaya ilişti gözü. bu ne zamandır burada acaba diye düşündü. cevaplayamadı. bardaga uzandi ve eline aldı bardağı, bir yudum içti kahveden. soğuk ve acıydı. yüzünü buruşturdu ve bardağı duvara çarpmak istedi bir an. ama kimi kandırıyordu ki...?


Bunu yapamayacağını biliyordu. kim toplayacaktı ki dağılmış parçaları. bu düşünceler arasında usulca bıraktı bardağı tam eski yerine, bardağın masada bıraktığı ize denk gelecek şekilde. en iyisi uyumak galiba diye düşündü. hem, kim bilir, belki de güzel bir düş bekliyordu onu uykusunda. bu hevesle ışığı kapatıp yatağa uzandı. ölüme benzetirdi uykuyu. bazen uyanmamak için uyurdu, ya da sonsuza uyanmak. ama gerçekleşmedi şimdiye kadar. belki bu gece dedi içinden ve sessizliği dinleyerek uykuya dalmaya çalıştı


Sonra ne mi oldu .. ? Bütün duyguları bilen ama hiçbirini hissetmeyen biri oldu.....