In life, unlike chess, the game continues after checkmate.

(Hayatta, satrancın aksine, oyun şah-mattan sonra da devam eder.)

17 Ağustos 2016 Çarşamba

“Bir fikir ilk başta saçma gelmiyorsa, ondan ümit yok demektir.”



       Hani düşen melekler vardır ya kısa ömrü boyunca; çok hüzünlüdürler. kanatları kırılmış yarı çıplak bedenlerini kaldıramayacak kadar aciz... dizlerini göğüslerine çekmiş olmayan şeylere bakan, gelmeyen şeyleri bekleyen... bilmiyorum kim uydurdu bunu ama her kimse olayı biraz fazla duygusal "aktarmış"

        Birçok sebep var dü
şmek için ama ben yalnızca benimkini anlatabilirim size; delik deşik olmus asfaltta önüme bakmadan yürüyünce ayağımı burkup sağa doğru devrilmek suretiyle düştüm. o düşerkenki 'ay aman düşüyorum galiba, tutun bi yere!' hali var ya, özlemişim onu

       Çocukken olsa kalkıp oynamaya devam ederdim, sokaktan eve girerken huysuzlanan, avmlerde ya da evde tek başına büyümemis  şanslı çocuklardandım çünkü. 

        Ama düştükten sonra etrafına daha dikkatli bakınma, ayağı takılsa tedirgin olma hali hayalkırıklığına uğratmadi değil. küçükken düştükten sonra koşup oynamaktan vazgeçmeyen ben şimdi korkarak yürüyünce içim bi garip olmadı değil hani. 

        Denildiği gibi düşmek bile özleniyormuş....Ha bi de diğer yandan ağrıyan ayak ve kanayan dizi, yırtılmış yeni pantolonu gördükten sonra bile hala -kendi de dahil- her düşene gülen bi çocuk kalmış içimde

"Düşmek, daha önce bulunduğun kafa seviyesinden asağıya inmek demektir"  demişti hocam kulakları çınlasın.....

       Ewet düşmek arkasından kalkmayı gerektirir. düşme eylemi hasarsız, kazasız belasız gerçekleşmez. dizin kanamasada, şişmese de acır, elinin derisi yüzülmese de sızlar. her düşüş acı verir

       Kimi zaman dibe vuru
şların kimi zaman duyguların ya da özetle karmaşanın zirvesidir. bir genelgeçerlilik varsa, o da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır

       Bu noktada aklıma meşguliyetle tedavi  geldi "yoruldukça kaybolur acılar" diyen o güzelim şarkıyı hatırladım......hayatında puzzle yapacak kadar sabırlı, kanaviçe işleyecek kadar hamarat olmayan biri olarak "kitaplık yerleştirme" aşamasını uygulamayı denedim; bu sebeple yer yer faydasını görürken, yer yer "niçin yapıyordum ben bunu..?" diye amacımı unutacak kadar delirdiğim, saçmaladığım, ters teptirdiğim tedavi yöntemim oldu tam etkili olmuyor ama maksat oyalanalım, top(ar)lanalım...

a) yayınevine göre mi
b) yazar ad/soyadlarına göre mi
c) renklerine göre mi
d) bırak dağınık kalsın

4. CTRL+F yardımıyla

1 yorum: